Yayınlar


Kemençenin Telleri.- Dr.Mustafa Duman

Karadeniz Kemençesi, Kemençeciler ve Türküleri

Trabzon Araştırmaları Merkezi Vakfı Yayınları: 3, İst. 2004, 240 s. 50 Resim.

Dr. Mustafa Duman'ın yazdığı Karadeniz Kemençesi, Kemençeciler ve Türküleri iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, kemençe sözcüğünden başlayarak, kemençenin nereden geldiği, karadeniz kemençesinin yapısı özellikleri, yayılma alanları, kişisel araştırmalar, derlemeler, yerli ve yabancı yazılı, görsel kaynaklar yardımıyla irdeleniyor. Kemençe yapan ustalar, kemençenin değişik şekilleri ve kemençe kutuları hakkında bilgiler veriliyor.

Birinci bölümde ayrıca, Karadeniz kemençesi etrafında oluşan efsaneler, anılar, şiirler, türküler ve fıkralar anlatılmaktadır. Özellikle kemençenin menşei konusundaki çalışmalara geniş yer verilmektedir. Bu konuyla ilgili görsel malzemede veriliyor.

Kitabın ikinci bölümünde; Trabzon, Giresun, Rize ve Ordu'da yetişen kemençeci ve türkücülerden toplam otuzunun yaşamları, sanatları anlatılmakta ve türkülerinden çok sayıda örnek verilmektedir. Bu sanatçıların resimleri da kitaba eklenmiştir. Kitapta yer alan kemençeciler, hem kemençe çalan, hem de türkü söyleyen, sanatçılardır. Yalnızca kemençe çalanlar kitaba alınmamıştır.

Kitapta, yer alan kemençeciler şunlardır:
 

1. Halil Kodalak (Karaman),
2.( Rizeli) Sadık Aynacı,
3. Fehmi Alan,
4. Piçoğlu Osman [Gökçe),
5. Mehmet Yavuz,
6. Hüseyin Dilaver,
7. (Durkaya) Kemal İpşir,
8. Hasan Tunç,
9. Osman Genç,
10. Hasan Duman,
11. Hasan Sözeri,
12. Ferhat Özyakuboğlu,
13. Bahattin Çamurali,
14. Ali Rıza Temelli,
15. Fahrettin Dilaver,
16. Sami Mataracı,
17. Ahmet Yanık,
18. Sinan Kaya,
19. Katip Şadi,
20. Sırrı Öztürk,
21. Hüseyin Köse,
22. Saffet Genç,
23. Şevket Köroğlu,
24. Hacı Kahvecioğlu,
25. Ali Çinkaya,
26. Yusuf Cemal Keskin,
27. Hayri Yaşar Karagülle,
28. Sait Uçar,
29. Dursun Dereli,
30. Hüseyin Bıçak.
 

Kitabın sonunda, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yetişen diğer kemençecilerden de kısaca söz edilmektedir. Bazı türkülerin notaları da verilmiştir. Kitapta yer alan türkülerin hemen tamamı ses bantlarında kayıtlı olarak Dr. Mustafa Duman arşivinde bulunmaktadır. Kitabın sözlü malzemesinin çoğu, bizzat yazar tarafından, 20 yıllık bir süre içerisinde, kemençecilerden ses alma aygıtı ile derlenmiştir. Derleme yapılan bu sanatçıların bazıları artık hayatta değildir.

Kemençemin Telleri'nde, kemençe konulu başka resimler ve kemençe, kemençe kutusu resimleri de vardır. Kitabın sonuna bazı türkülerin notaları eklenmiştir. Kemençecilerden derlediğimiz kemençe eşliğinde türküler ses kaydı olarak özel arşivimizdedir. Her kemençeciyle ilgili bölümün sonunda kaynakça verilmiş ve arşivimizde bulunan onlara ait ses kayıt bandlarının da numaraları belirtilmiştir. Ses kayıtlarının çoğu, düğünlerde, eğlence ve şenliklerde, doğal ortamda gerçekleştirilmiştir Az sayıda ses kaydı piyasada satılan kasetlerden derlenmiştir.

Hakkında yeterli bilgi ve ses kaydı bulamadığımız bazı kemençecilerle, yeni yetişmekte olanlar ve ünleri itibariyle belki ikinci sırada bulunduklarını düşündüğümüz sanatçıları da kitabın sonunda "Ve Diğerleri" başlığı altında sıraladık. Sanatçıların il ve ilçe bazında dağılışı Karadeniz kemençesinin Türkiye'de kullanıldığı alanları göstermesi bakımından da ipuçları vermektedir. Artvin'de, Gümüşhane'nin Kürtün ve Torul kazalarının köylerinde az da olsa Karadeniz kemençesine rastladığımızı bilgi olarak eklemek yararlı olur.

ÇANAKKALE SAVAŞI'NDA KEMENÇE ve HORON

1980'li yılların başında, Çanakkale Zaferi'nin yıldönümlerinin birinde, TRT Televizyonu'nun, günün haberlerini verirken gösterdiği bir filmdeki görüntüyü, Çanakkale Savaşları'nda, bir dinlenme anında, siperlerin yanındaki düzlükte, kemençe eşliğinde horon eden Karadenizli askerlerin görüntüsünü unutamam. Filmin TRT arşivlerinde olduğunu sanıyorum. Karadenizli uşaklar, sanki memleketlerindeki köy harmanında düğün kurmuş, kemençe eşliğinde horon ediyorlardı. Daha sonra, her 18 Mart'ta gözlerim aynı görüntüleri aradı ama bu görüntülere bir daha rastlamadım. Bugüne kadar gördüğüm en eski kemençe ve horon görüntüleri karşısında çok heyecanlanmıştım. Hala aklıma geldikçe heyecanlanırım. Orada, Çanakkale'de, ateşle, ölümle ve düşmanla alay edercesine ortaya çıkmış, asker ceketleri, dar paçalı ve tozluklu asker külot pantolonlarıyla, sanki bir horon ekibi görüntüsü veren, ince, uzun fidan gibi Karadenizli delikanlıların, kemençe eşliğindeki horonu gözlerimi yaşartmıştı. Her Karadenizli gibi kemençe ve türkü dinlemeyi, horon seyretmeyi çok severim. Ama o günden sonra, ne zaman bir horon halkası görsem, çoğu geri dönmeyen, o kurak Çanakkale topraklarında yatan kemençecileri ve horoncuları hatırlarım.

Dr. Mustafa Duman, (Kemençemin Telleri, s. 14.)


Paylaş